10 Şubat 2013 Pazar

KIZ KULESİ


Haritacılar tarafından ölçüm yapılmak için kullanılan Kız Kulesinin Üsküdar/Salacak tarafında bulunan pilye




    Ayrıca Yıldız Teknik Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği ve Meslek Yüksek Okulu Harita Programı öğrencileri tarafından üniversitenin altında bulunan Yahya Kematlı Parkın poligon üzerine alet kurularak semt açısını bağlamak için kullanılmıştır. Okulun Davutpaşa'ya taşınması ile yeni öğrenciler bu güzellikten mahrum kalmıştır.



    Kız Kulesine Üsküdar Salacak'tan ve Kabataş'tan sürekli ring seferi yapan teknelerle ulaşım sağlanıyor. Kız Kulesi giriş ücreti alınmıyor; sadece tekne ulaşımı gidiş-dönüş 20 TL ücret alınıyor. Kız kulesinin içerisinde restaurant kısmı ve üst katında hediyelik eşya mağazası bulunmaktadır. En üst katta bulunan seyir terasında ufak bir cafe alanı mevcuttur. 

Buradaki gezintinizden sonra hemen yakınında bulunan aşağıdaki yerleride gezebilirsiniz:





KIZ KULESİ TARİHÇESİ

             Üsküdar’da, Salacak’ın 150-200 metre açıklarında bulunmaktadır.  Kız Kulesi’nin ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bazı kaynaklarda Kule’nin mimari yapılanma süreci M.Ö. 341’e kadar indiği görülmektedir. 

            Kız Kulesi’nin eski zamanlardaki isimleri, Damalis ve Leandros’dur. Damalis ismi, zamanın Atina kralı Kharis’in karısının adıdır. Damalis ölünce bu sahillere gömülmüş ve kuleye de bu isim verilmiştir. Ayrıca, Kule Bizans zamanı’nda “küçük kale” anlamına gelen Arcla olarak da anılmıştır.

             İstanbul’un fethinden sonra adadaki mevcut kule yıktırılıp yerine ahşap bir kule inşa edilir. 1719’da bu ahşap kule çıkan yangınla kül olur. 1725 yılında şehrin Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından kâgir olarak yeniden inşa edilir. Kule üst kısmı değiştirilerek üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine de kurşunla kaplı bir kubbe eklenir. Ünlü hattat Rakim Efendi kule kapısının üzerindeki mermere Sultan II. Mahmut'un tuğrasını taşıyan bir kitabe yerleştirir. 1857'de Kule’ye tekrar fener ilave edilir ve 1920 yılında fenerin lambası otomatik ışık sistemine kavuşur.

              Kız kulesi tarihin akışı içinde; ticari gemilerden vergi toplama, savunma, fener, 1830’daki kolera salgınında karantina hastanesi ve radyo istasyonu olarak birçok farklı amaç için kullanılmıştır. Cumhuriyet’ten sonra bir süre deniz feneri olarak da kullanılan kule;1964 Savunma Bakanlığı’na, 1982 Denizcilik İşletmeleri’ne devredilir. Günümüzde özel bir şirket tarafından restore edildikten sonra, restoran olarak kamuya açılmıştır.



KIZ KULESİ EFSANELERİ
 
                                                                  Leandros Efsanesi

            Efsaneye göre, Leandros adlı bir genç Afrodit’e bağlı Hero adlı bir rahibeye aşık olur. Ama aşk Hero’ya yasaktır. Hero Kız Kulesi’nde yaşar. Leandros, her gece onu görmek için yüzerek Kule’ye gelir. Hero’da onun Kule’yi bulması için ateş yakar. Her gece bu şekilde buluşurlar. Fırtınalı bir gecede Hero’nun yaktığı ateş söner. Ve Leandros Boğaz’ın serin sularında yolunu kaybeder ve ölür. Bunu duyan Hero acıya dayanamayıp intihar eder.


Prenses Efsanesi
                  Vaktiyle bir falcı, şehrin kralına; kızını bir yılanın zehriyle öleceği kehanetinde bulunur. Kızını çok seven kral, kızını korumaya almak için Salacak açıklarındaki kayalıklara bir kule inşa ettirir ve kızını bu kuleye yerleştirir. Günlerden bir gün, şehirden kuleye gelen bir meyve sepetinden çıkan yılan, kızı sokar ve kız ölür.


Battalgazi Efsanesi

               Battalgazi tekfur’un kızına aşık olur. Tekfur kızını Battalgazi’ye yar etmek istemez. Bu sebeple kızını Kule’ye yerleştirir. Battalgazi Kule’yi basarak kızı alır ve atına atlayıp kızla birlikte Üsküdar’dan uzaklaşır. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözünün bu olaydan geldiği rivayet edilir.